2 Kasım 2010 Salı

1 dolar + 1 bisiklet = dünya turu / 1 dollar + 1 bike = world trip

(english is below)

Bugün üyesi olduğum sırtçantalılar grubundan gelen bir haberi sizinle paylaşmak istiyorum. Benim için anlamı büyük, neden mi? Haberin başlığı şöyle "1 dolar ile dünya turu yaptı" ;)
İlgilenenler haberin tamamını buradan okuyabilirler. Yalnız komik olan bir şey var ki kullanılan görsel dünya turunu yapan kişiye ait değil :) Yurdum haberciliği işte ne yapalım. Dünya turunu yapan hintli Ram Chandra Biswas'ı burada görebilirsiniz.
Biswas'ın ülkesine döndüğünde söyledikleri ise evrensel bir gerçeği yansıtıyor sanırım: " Dünya turu sırasında bindiğim hiç bir gemi, uçak veya otobüs için para ödemedim, insanlar bana karşı çok iyi ve yardımseverdi. Hindistan hariç (!). Sadece kendi ülkemde temel ihtiyaçlar için bile para ödemek zorundayım." Tanıdık gelen bir şeyler var değil mi? :)

Dolapdere

I want to share a news with you today which I received from a member of backpackers group. It means a lot to me, do you know why? The capture of the news is " world trip with 1 dollar" ;)
You can read whole story from here ... I smiled when I read his last words about his trip:
“I have boarded almost every ship, airplane and car but never paid a single penny outside India. It is only here that I have to pay even for accommodation." I think this is a common reality :)

10 Ekim 2010 Pazar

photo of the day / günün fotoğrafı #50

- There is something wrong with fb photo uploader so I had to do it here... Come and see my photo :))

- fb fotoğraf yükleyicisi ile ilgili bir problem yaşıyorum. Bu nedenle günün fotoğrafını bloga yükledim. Buraya da bekleriz efendim :)

Antalya
You risk tears if you let yourself be tamed...
- Little Prince

7 Ekim 2010 Perşembe

şehir efsanesi mi gerçek mi? / is it true?

Bugün her yerde bir facebook kapatılacak muhabbeti dönüp duruyor. Bilirim, büyüklerimiz bir icraat gerçekleştirmeden önce şöyle bir nabız yoklarlar, arkadan gelecek b..kun önce kokusunu yollarlar... Evet mi hayır mı, iran mı ırak mı derken YÖK türbanı serbest bıraktı. Arkasından bu fb kapatılma söylentisi. Aziz Nesin'in bir hikayesi vardır çok severim, ismi "dur bakalım ne olacak"...

Hadi hayırlısı...

Haa bu arada facebook kapatılırsa "günün fotoğrafı" burada devam edecek, ilgilenenlere duyurulur :)

....

Everybody talks about that the government in Turkey will close facebook soon... I don't know if it is true or false but I wanted to inform you that my "photo of the day" album will continue here if it happens...

Keep following me :)

Nothing can help me but that beauty.
There was a dawn I remember
when my soul heard something from your soul.
...
Rumi

25 Eylül 2010 Cumartesi

under construction! inşaat var-girmeyiniz

                               People living deeply have no fear of death.

                               - Anais Nin

Yapmam gereken bir sürü şey var ve hiçbirini yapamıyorum. Bu işi planlı hale getirmem lazım demek ki...
1- Yapılacaklar listesi yap
2- Çalışma takvimi hazırla
3- Ben bunu daha önce de yaptım galiba, arayıp onu bulayım :))
....

I have lots of things to do and I don't know where I'll start from. I have to plan what I'll do, so...
1- Make a list of things to do
2- Make a workflow calender
3- I think I've done it before, it's better if I find it :))

6 Temmuz 2010 Salı

Action!


I decided to take an action to make my life better ! I love photography and I want to be happy at my work, so I should do photography as work! This is very easy desicion actually :) But how I will make it? Is it possible to make my dreams come true? As soon as possible please :) Is there any answer out of the cyberspace?

30 Mayıs 2010 Pazar

Cat session

Recently I photographed cats for a lady who has more than 50 of them ! She is willing to find good families to them so one of her friends has sent a message to freecycle istanbul group to find a photographer to take their photographes for the advertisement. They were looking for a professional but I answered her message and at last I got a very interesting cat session :)

Some of you will remember that I used to look after a cat family at the island home. But this time those cats really didn't like me at all... They tried to escape from my camera always. They scared, get angry, run around like crazy :)



Finally I got around 300 hundreds shots but I am not satisfied with them. I don't think that they can find a good family with those pictures :)


Good night to all of you

...

28 Mayıs 2010 Cuma

Reflection

Reflection in Taksim

If you would say I don't exist,

I would be grateful.

...

-Rumi


27 Mayıs 2010 Perşembe

The bright core of failure

Detail of San Telmo Street Market, Buenos Aires
Sometimes you enter the heart.
Sometimes you are born from the soul.
Sometimes you weep a song of separation.
It is all the same glory.

You live in beautiful forms,
and you are the energy that breaks form.
All light, neither this nor that.

Human beings go places on foot.
Angels, with wings.

Even if they find nothing but ruins
and failure, you are the bright core of that

- Rumi


16 Mayıs 2010 Pazar

Wedding shot


Ceyda ve Halim'e mutluluklar... Ceyda'nın fotoğraflarını çekmek bir zevkti...
It was a pleasure to photograph Ceyda... I wish all happiness to Ceyda&Halim...

11 Mayıs 2010 Salı

Travel Diary vol.3

Bugün otobüste işten eve dönerken aklımda neler yazacağımı kurdum, daha doğrusu başka şeyler düşünürken birden akılma geldi. Hani esin perisi derler ya işte öyle bir aydınlanma anıydı :) Ama şimdi hepsi uçup gitti, bu esin perisi pek nazlı bir şey vesselam. Geldiği anda ilgilenmezsen hemen küsüp gidiyor...

I was planning what I'll write to my blog today when I was returning to home on the bus. It was a lightening moment, you know the little muse started to fly around my head :) But all of those thoughts flied away now, this muse demands lots of care and if you don't she easily goes her way to another lucky head.

Yazacaklarım aklımdan çıktı ama yazmam gerektiği düşüncesi halen yerinde olduğundan uçup giden güzel kelimeler olmadan geziyi anlatmaya devam edeyim. Biliyorum çok zaman geçti, tembellik ettim, yaşadıklarım ve gördüklerim şimdiden bir anı tadında... Yine de bu güzellikleri paylaşmak, mümkün olduğunca çok kişiyi seyahat böceği tarafından ısırtmak en büyük dileğim :)
I forgot what I'll write but the need of write is still there. So I am keep writing without nice descriptions :) I know that I am lazy, time is passing fast and the moments I lived there already became memories. However I want to share those beauties and make people to biten by the travel bug :)

Hah şimdi aklıma geldi, bugün gelecek seyahatimle ilgili araştırma yaparken Avustralyalı 21 yaşında bir genç kızın tek başına yolculukla ilgili gönderisine rastladım travelblog sitesinde. Bunun üzerine kendi yolculuklarım geldi aklıma ve "tek başına seyahat" mi yoksa "arkadaş grubu ile seyahat" mi daha iyi diye düşünmeye başladım. Düşünme prosedürümle ilgili fazla ayrıntıya girmeyeceğim, bir kadın beyninin nasıl çalıştığı hakkında eminim fikir sahibisinizdir :)) Sonuç olarak bazı yerlere tek başına seyahat etmenin arkadaşlarla gitmek kadar keyifli olmayacağına karar verdim. İşte Patagonya böyle bir yerdi benim için. Gördükleriniz karşısında duyduğunuz hayranlığı belirten "ah!oh! " sesleri çıkarmaya başladığınızda çevrenizdekiler sizi yanlış anlayabilir çünkü :)

Ok... Now I remember what was the thought on the way. I found a post on travelblog when I was searching tips for my next destination. The post was written by a 21 years old Australian girl about traveling solo. Upon this I started think about "traveling solo" or "traveling with a group (friends)" is better? I won't talk about my "thinking prosedure", I am sure you have an idea how a woman's brain works ;) Finally I decided to traveling to some special places is funnier than solo. Patagonia is a kind of destination to me because you may not to feel strange yourself when you were saying something like "ah! oh!" :P

Bugün El Calafate'deki ikinci günümüzden fotoğraflarım var. Aslında bu fotoğrafları koymalı mıyım diye çok düşündüm, çünkü fotoğraflar buzulların güzelliğini, muhteşemliğini anlatmakta yetersiz kalıyor.

I have photographes from my secon day in El Calafate. I thought a lot if I should upload these photos because they are so weak to describe the beauty and grandiosity (I found this word from dictionary :P)...

Avlanma / Hunting

Buzulları gezmek için bir tura yazıldık ve sabah erkenden Puerto Bandera'ya doğru yola koyulduk. Burada bizi buzullara götürecek olan tekneye bindik. Onelli buzulu kırılmalardan dolayı ziyarete kapatıldığı için Perito Moreno'yu tura dahil ettiklerini söylediler. Buna hiç kimsenin üzüldüğünü sanmıyorum :) Fotoğrafta tur rehberlerimizi (! ;) buzul avlarken görüyorsunuz.

We reserved a tour to visit the glacier national park and headed to Puerto Bandera where we'll take the tour boat at early morning. When we reach there, the tour guides told us that they changed the route because of the big breakings on Onelli Glacier and we'll go to Perito Moreno instead. I don't think that anybody sad because of the change :) You can see our tour guides at the photo whrn they were hunting for a piece of glacier.

Yeme / Eating

Tabi ki milyonlarca yıllık buzul parçasının tadına bakacaktım, değil mi ama?

Of course I tasted the milliones years ice, it was delicious ;)

Devasa / Huge

Kendinizi buzulların yanında küçücük hissediyorsunuz.

You feel yourself very small near the glaciers.

Gökyüzü / Sky

Gökyüzü bir başka güzel Patagonya'da...

The sky is always beautiful in Patagonia

Milli Park / National Park

Tekne turu bittikten sonra biletlerimizin kara yolu için de geçerli olduğunu görerek araba ile milli parka geçtik. Perito Moreno'ya yaklaşabildiğimiz kadar yaklaştık ve dinledik. Sürekli çıtırtılar ve kırılma sesleri, göz alabildiğine uzanan 1 saniyede donmuş nehir görüntüsü ve gün batımı ışıkları ile gözümüzü, gönlümüzü,ruhumuzu besledik.

We saw that our tickets includes the national park tour by foot too so we headed to the park to see Perito Moreno closer. We just walked and staned there with listening the sounds of breaks, watching the amazing scenery like a river frozen at one second. And we fed our eyes, hearts and souls with this under sunset.

Ayten, Ebru ve ben buzulun keyfini çıkarırken, fotoğraflayan tabi ki dördüncümüz Temel Ayten, Ebru and me are enjoying the glacier, photography by Temel

9 Mayıs 2010 Pazar

Günün keşifleri / Look what I found today !

İlk olarak facebook sayfasında yanlışlıkla bir yere tıklayınca karşıma bir renk testi reklamı çıktı, bir de baktım ödülü de varmış. Ödül tam benim iştahımı kabartacak cinsten, ne olduğunu eminim tahmin etmişsinizdir :) 1 haftalık yurt dışı tatili! Hem de Tayland'da! Siz de katılmak isterseniz buraya tıklayın...

Sorry guys but the first announcement for my turkish firends but this one is a beautiful story which will make you grateful or adventurer in some way ! My friend Beth has sent this article to her FB page and I really loved the story when I read. It's about a woman who lost her job, home and car but not her humanity ;) You can check it here...

and the photo of the day is from my south america trip. El Chalten is a small town in Patagonia. The reflected image of the town is mt.Fitz Roy but I loved this yellow roof pension too :)

El Chalten, Argentina

A human being is essentially

a spirit-eye

Whatever you really see,

you are that

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Sublime Generosity

...
The power of love came into me,
and I became fierce like a lion,
then tender like the evening star.
...

7 Mayıs 2010 Cuma

The flower's eye

On the way to Datça Find me near the flower's eye
that takes in provocation
and begins to grow
Love is a baby that struggles
and fights, stops nursing, then runs out
through the door, escaping as a fire
jumping to the next burn.

22 Şubat 2010 Pazartesi

Travel Diary vol.2 / Gezi Günlüğü Bölüm 2 ... First Impressions


20 Ocak 2010

English is later...

LAN Havayollarının El Calafate uçuşu sabah 6’da olduğundan havaalanında bir köşe bulup hepimiz uykuya çekildik. Saat 9.30’da El Calafate’ye vardığımızda hava ha yağdı ha yağacak bir haldeydi. Kiraladığımız araba bizi havaalanında bekliyordu, arabaya doluşup 4 gün kalacağımız Hostel de Las Manos’a doğru yola koyulduk.

On the way to El Calafate


Hostele geldiğimizde hoş bir sürpriz bizi bekliyordu. Resepsiyondaki teyze bir kelime bile ingilizce bilmiyordu ve rezervasyonumuzu bulamadı ! Daha sonra bu durumun çok da olağandışı olmadığını gördük. Arjantin’de ingilizce yaygın olarak kullanılmıyor. Turistik yerlerde bile çalışanlar ispanyolca konuşuyor. Sanırım bu biraz da tepkisel bir davranış. Neyse ki ben yola çıkmadan önce 2-3 gün Yavuz ile ispanyolca çalışıp en azından sayıları falan öğrenmiştim, çok yardımı oldu bu bilgilerin gerçekten.

Hostel de Las Manos



Neyse sonuçta rezervasyonumuz bulundu ve valizlerimizi odalarımıza bırakıp günü değerlendirmek üzere kendimizi tekrar sokağa attık.

Lago Roca and summer flowers

Rotamız şehre yakın bir göl olan Lago Roca. Yolu bulmakta hafif bir güçlük çektiysek de azimle hedefimize varmayı başardık.

Lago Roca under the rain


Göl kenarına doğru yürümeye başladığımızda hafif hafif yağmur çiseliyordu. Hava kapalı olmasına rağmen manzara bizi mest etmişti. Patagonyadaki günlerimiz sona erdiğinde farkettim ki Lago Roca gördüğümüz en basit manzaraydı !


On the way back to the city


Şehre dönüş yoluna çıktığımızda akşam olmuştu, yani bizim saatimize göre, çünkü saat 8 olmasına rağmen güneş hala tepedeydi. Daha sonra gördük ki Patagonya’da güneş saat 10.30 gibi batıyor. El Calafate’ye vardığımızda yolda bozulan arabayı rent a car şirketine bırakıp değişimini beklerken biraz yürüyüş yapmaya karar verdik.

Houses in El Calafate


Ve tatilin ilk gününü güzel bir Bodega fin del mundo şarabı ile sonlandırdık.


Elba'r

21 Şubat 2010 Pazar

Travel diary vol.1 / Gezi günlüğü bölüm 1... Gide gide yollar mı aşınır?

English is at the below...
Geçmişe doğru hatırlamak biraz zor olsa da Güney Amerika gezisinde yaşadıklarımı gün gün sizinle paylaşmaya çalışacağım. Tabi ki fotoğraflarla...


18-19 Ocak 2010

18 Ocak Pazartesi günü hastanede TSE denetiminin ilk günüydü, bir yandan 1-2 aydır süregelen denetim stresi bitecek diye sevinirken bir yandan da “tam da bugünü mü buldular denetime gelecek” diye kızıyordum kendi kendime. Neyseki denetimin ilk gününü kazasız belasız atlattık ve yol arkadaşım Temel’in evine gittik.

Temel at Iguaçu falls
Temel iş arkadaşım, bizim hastanede ortopedi uzman doktoru olarak görev yapıyor ayrıca fotoğraf sergileri ve kitaplarından kalan zamanlarda bir fakültede anatomik fotoğrafçılık dersleri veriyor.

Ebru enjoying morning sun at Copacabana



Ebru, diş doktoru ve Temelin kız arkadaşı. Kendisini bu fotoğrafta Copacabana güneşinden yararlanırken görüyorsunuz :)

Ayten, 20 gün boyunca aynı zamanda oda arkadaşımdı. 60lı yaşların başında, Hititolojide doçentlik yapmış, arkeolog, dağcı, paraşütçü, dalgıç, dünya üstünde gezmediği ülke sayısı iki elin parmaklarından az olan ve daha bilmediğim bir sürü özelliği olan harika bir Türk kadını.

Türk kadını kısmını ısrarla vurguluyorum çünkü TED kolejinde okurken okul harçlığı ile alarak içine güncel olayları yazdığı, üzerine resimler yaptığı testileri bahçeye gömmeden önce “Yazan: Türk kızı Ayten” diye imzalarmış. Bu müthiş kadın şu anda Amasya’nın en büyük çiftliklerinden birinin sahibi ve tohumculuk yapıyor, bir dönem Amasyaspor başkanlığı bile yapmış ! Bütün bu özelliklerinin ötesinde çok zeki, hoş sohbet ve uyumlu bir yol ve oda arkadaşıydı. Bana verdiği hediyeyi ise hiç bir zaman unutmayacağım kesin.
Madrid Airport

Uçuşumuz sabah 6.55’te Atatürk havaalanından olduğu için gece 3’te Temel ve Ebru ile taksi tutup havaalanına gittik ve Ayten’le buluştuk. Rötarsız kalkan uçağımız 4 saatlik sorunsuz bir uçuştan sonra Iberia havayollarının aktarma noktası olan Madrid’e indi.

2 saatlik bir bekleyiş sonrası bizi asıl yoracak olan Buones Aires uçağına bindik. 15 saatlik uçuş, 3 öğün uçak yemeği, çıkarılmış ayakkabılar, uyku uyanıklık arası gidip gelmeler, kötü filmler ve eşek şakası görüntüleri ile çabucak geçti ve 19 Ocak Salı akşam 21.30’da BA’in ışıklarını gördük. Avrupanın 7 tepeli başkentlerinin aksine BA dümdüz bir ovada uzanan oldukça büyük bir şehir gibi görünüyordu ama biz şehrin keşfini sonraki gelişimize erteleyerek oldukça uzun süren pasaport kontrolünden geçip bizi son durağımız olan El Calafate’ye götürecek LAN havayollarının kalktığı Aeroparque havaalanına doğru yola çıktık.

...........

18-19 January 2010

It’s hard to remember the past time but I’ll try to share my experiences and days I lived in my South America trip. With my photos of course...

18th January was the first day of my hospital’s ISO (Quality management System) auditing. I was happy that my busy days were ending at last but I was anxious at the same time, like “Pufff they found the best day to audit us ” Hopefully the day passed without any problem and I went to Temel’s house who also is one of my travel buddies. He is an orthopedic surgeon at my hospital and teaching anatomic photography at a fine art academy !

The other members of the group are;

Ebru, she is a dentist and Temel’s girlfriend.
Ayten is doing stretching at Estancia Harberton and yes she is 60 !!!

Ayten, she was my roommate during our travel. She is at her early 60s, hittitology professor, archaeologist, diver, climber, parachute jumper, a real traveler ( there are less than 10 countries she haven’t traveled!) and a Turkis woman who has much more traits I didn’t count here.
I am emphasizing strongly this “Turkish woman” part because she told that when she was at primary school she has been buying clay jugs and putting inside them letters which she has written the daily news and sealing them with “ Turkish girl Ayten”. This amazing woman is in farming business now. She has one of the biggest farm in Amasya and selling seeds to all over the world. She has even become a president of a soccer club (first woman in Turkey) ! Besides those traits she was the best roommate with her passion, warmth and gracious. I cannot forget the gift she gave me in this trip too...

Our Iberia flight to Madrid was at 6.55 in the morning so we went to Ataturk airport at 3 with Ebru and Temel and met with Ayten there.
early morning colors from the plane
After 4 hours flight we arrived to Madrid and waited 2 hours for the connection flight to Buones Aires. After 3 times meal, without shoes, bad movies, horrible gigs, sleeps and wake-ups and 15 hours flight we saw the city lights of BA.

Contrary of the european 7 hills capitals BA seemed very flat to me but we delayed to explore to the city and transferred to the Aeroparque airport where we’ll wait till next morning for our next flight to El Calafate.

17 Ocak 2010 Pazar

the bag is packed :) ... çantam hazıııır

I don't believe myself but I have only one luggage and a small bacpack (for camera) for my travel to Argentina and Brasil ! And I'll stay 3 weeks ! There is something wrong here, I think I forgot something to put my luggage :)

I wont be around for 1 month as you understand. But don't worry I'll keep taking photos for everyday ;) Just I couldn't do it for 2 days :P

Nice travel to me :)
14.01.2010- Taksim Square

The heart is a wheatgrain. We are the mill

- Rumi

......


Kendime inanamıyorum ama sadece 1 valiz ve kamera çantamla yola çıkacak gibi görünüyorum ! Hem de 3 hafta kalacağım oralarda... Sanırım çantaya koymayı unuttuğum şeyler çıkacak ama Arjantin'de telafi ederiz artık :)

1 Ay kadar ortalarda görünmeyeceğim ama her gün için bir fotoğraf çekmeye devam. Sadece 2 gün fire verdim şimdiye kadar...

Hadi bana iyi yolculuklar :)

16.01.2010 - lottery seller on the train

Today, like every other day, we wake up empty and frightened.

- Rumi

13 Ocak 2010 Çarşamba

Sometimes...

Sometimes I don't like İstanbul, specially when there is rain, traffic and hard work :) Today's photo taken on my way to work from UMKE base on a truck ! Don't ask me what the hell I was doing there :) I am totally lost at work nowadays... Still counting down for Argentina, 5 days ;)

Every object and being in the universe is a jar

overfilled with wisdom and beauty, a drop of the Tigris

that cannot be contained by any skin. Every jarful

spills and makes the earth more shining,

as though covered in satin.

- Rumi

12 Ocak 2010 Salı

List of things to do / Yapılacaklar listesi

Ok... There is only one week to my travel and I didn't prepare anything ! There are a lot of things to do on my mind and I decided to make a list of things to do. Then I changed my mind and decided to DO instead of to make a list :) I'll start soon... very soon :))

Yolculuğa sadece 1 hafta kaldı ve ben hala lay lay lom ortalıkta dolanıyorum. Yapılacak o kadar çok şey var ki, bari bir yapılacaklar listesi hazırlayayım dedim ama sonra liste hazırlamak yerine YAPMAYA karar verdim :) Peki başlangıç olarak ne yaptım? Tabi ki tango dersine gittim :))) Yakında hazırlıklara başlayacağım, çok yakında... Veya birileri Arajantin'e paket yollayacak benim için :P


We are the night ocean filled
with glints of light. We are the space
between the fish and the moon,
while we sit here together.
- Rumi

11 Ocak 2010 Pazartesi

escape from work / işten kaçış

I had a terrible headache today so I decided to escape from work at lunch time for a short walk to Emirgan. My friend Yuki (Rukiye Abla) joined to me and ww walked along the shore with a beautiful scene. My headache get more terrible but it was nice to being outside.


Bugün nedense korkunç bir başağrısı ile uyandım, geçer diye bekleyerek işe gittim, bu arada harika bir sabah fotoğrafı çektim bakınız flickr ... Geçmedi kör olasıca ve hatta daha da kötüleşti. Öğlen arasında bir yürüyüş iyi gelir diyerek Rukiye Abla ile Emirgan'a doğru uzandık. Hava çok güzel ama rüzgarlı, baş ağrısına kulak ağrısı da eklendi :P


Kısa günün karı bir kaç güzel kare oldu, baş ağrım da 2-3 aylık iş yükü sırtıma binince geçiverdi :))


Günün fotoğrafı tabi ki Emirgan sahilinden...

There are values in pain that are difficult
to see without the presence of a guest
Don't complain about autumn.
Walk with grief like a good friend.
Listen to what he says.
Sometimes the cold and dark of a cave
give the opening we most want.

- Rumi

10 Ocak 2010 Pazar

tango passion!

Bugün tango pratik günümüzdü. Benim için gidiş biraz zor oldu 2 ağır çanta ile. Tango sayesinde tanıştığım sevgili Gül (bu yaştan sonra artık yakın arkadaş edinilmez derken beni yanıltan - neyse ki ;) daha sonra resmini yapmak için dans ederken fotoğrafını çekmemi istemişti. Yine tango sınıfından Hakan'ı da partner olması için ayartarak bugün çekim yaptık :)

Benim çok içime sinmedi fotoğraflar, ışık yetersizdi ve modeller çabuk sıkıldı. Hatta zamanın çoğunda ben poz vermek zorunda kaldım :P Hazır tango fotoğrafı çekiliyorken ben de cicilerimi giydim ve poz verdim, Gül üstüne düşeni gayet güzel başardı... Hakan'a zaten sözümüz yok :)) Her ne kadar cicileri giysem de her daim "skinny legs and all" kalacağım fotoğraflarda bir kez daha yüzüme vuruldu !
Her şeye rağmen VIVA TANGO !!!

I reach for a piece of wood. It turns into a lute.
I do some meanness. It turns out helpful.
I say one not travel during the holy month.
Then I start out, and wonderful things happen.

- Rumi

9 Ocak 2010 Cumartesi

Yalnızız... We are all alone...

I got this photo on my way to Florya with my niece today. It has "punctum" for me, I don't know why. But this picture made me sad and hopeful at the same time, weird ! Maybe it represents the ends with old building but also the refreshment with the trees vhich will be green in spring again and again...


Dünyaya gelenler gider
Hergiz gelmez yola gider
Bizim halimizden haber
Soranlara selam olsun

8 Ocak 2010 Cuma

Bir parça ekmek için...

Richard Bach'ın Martı'sını okuyanlarınız vardır, bu kitap benim martılara (!) bakış açımı değiştirmeme sebep olmuştu. Ama son günlerde bakıyorum da martılar yine o eski gürültücü, çapulcu, hazıra konmayı seven, nerede beleş orada yerleş martılar haline gelmişler... Acaba ben mi çok karamsarım da böyle görüyorum yoksa hakikaten dünyanın çivisi mi çıkmış?

There is something in us

that has nothing to do with night and day,

grapes that never saw a vineyard.

WE ARE ALL RETURNING

- Rumi

7 Ocak 2010 Perşembe

and the winner is...

I am SO lazy today (ok not only today :P) so I did not take any photos all day long and when I came to home I realized that I have to put something in the basket ;) I just checked my lottery and saw that I am a winner ! It's the minimum price but it's ok :) I am the winner of the life lottery as all of us...

Don't let your throat tighten
with fear. Take sips of breath
all day and night, before death
closes your mouth.
- Rumi

6 Ocak 2010 Çarşamba

ve bugün ... and today...

Bugünün fotoğrafı 17 yıllık sevgili arkadaşım, ablam, sırdaşım Rukiye ablanın fotoğrafı. Poz vermeyi hiç sevmez ve objektife direkt bakarsa kameranın ruhunu çalacağını düşündüğünden gözleri hep uzaklara odaklanır :)

Bugün uzun bir aradan sonra ilk defa Taksim'e kahve içmeye gittik, e tabi oralara kadar gitmişken fal baktırmamak da olmaz ;) Her ne kadar beklediğim şeyleri duymasam da çok tutarlı bir kahve + tarot falı baktırdım. Bizim fal merkezimiz (!) Ayhan Işık sokaktaki Symbol Cafe, araya reklamı da aldık böylece :)

Rukiye Abla ile fal bakma üzerine konuşmamız sonucunda şu çıkarıma vardık; Bilim adamları tüm insanlığın akraba olduğunu ve geçmişimizin DNA'larımızda kodlandığını bulmuşlar. Biz de diyoruz ki eğer geçmişimiz DNA'da kodlanmışsa neden gelecek için de aynı şey geçerli olmasın Eğer her şey şu anda olup bitiyorsa ve zaman soldan sağa giden bir doğru değil de yukarıdan aşağıya giden bir doğruysa ve bütün anlar üst üste sıralanıyorsa falcı dediğimiz kişiler de bu anlara bakabilme kapasitesine sahip kişilerse ?

Biz insanların geleceği öğrenme kaygısı acaba AN'ı yaşayamamızdan mı kaynaklanıyor?
In your light I learn how to love.
In your beauty, how to make poems.
You dance inside my chest,
where no one sees you,
but sometimes I do,
and that light becomes this art.
- Rumi

dün... yesterday...

Bir gün geriden gitmeye başladım bile 365 projesinde ama nedenlerim var :) Dün harika bir tango dersi oldu, o kadar keyifliydi ki ders bittikten sonra da ayrılamadım ve dans etmeye devam ettim. Sonuçta eve geldiğimde gece yarısı olmuştu ve Sindrella külkedisine dönüştü :P

Tango dersleri ilerledikçe daha fazla keyif almaya başladım, keyif aldıkça daha iyi dans eder oldum, yani umuyorum ki daha iyi dans ediyorum ;) Bunu bilenlere sormak lazım...


Dünün fotoğrafı yine dün katıldığım UMKE olağan toplantısından. UMKE'nin açılımı Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi ve ben de 3 yıldır İstanbul UMKE'nin üyesiyim. UMKE'nin kuruluş amacı ulusal veya uluslararası afetlerde sağlık hizmeti sunulmasının organize hale getirilmesi. Tüm UMKE üyeleri afet triyajı (yaralıların derecelendirilmesi), temel ve ileri yaşam desteği, telsiz, çadır kurma, enkazdan veya araçtan yaralı çıkarma gibi eğitimleri alır ve yılda en az 2 kez olmak üzere tatbikatlar gerçekleştirilir. Daha fazla bilgi için buraya tıklayabilirsiniz...

Fotoğraftaki araç bir Unimog, arazi ambulansı da diyebiliriz. Afet halinde yolların durumu da göz önüne alınarak bu tür araçlar kullanılır. Unimoglar normal araçlardan daha yüksek ve daha güçlüdür. Eh, bu kadar reklam yeter sanırım :)
Your deepest presence
is in every small contracting and expanding,
the two as beautifully balanced and coordinated
as birdwings
- Rumi

4 Ocak 2010 Pazartesi

Bridge over troubled water...

It's a new day
It's a new dawn
It's a new life
and I'm feeling good !


It's a new year
It's a new beginning
and I'm feeling refreshed :)


The keys that open all gates
are strapped to love's chest.
- Rumi

3 Ocak 2010 Pazar

Şile macerası ... Şile adventure

Bugünkü turistik gezimiz Şile'yeydi. Sabah Gül'ün Ortaköy'den bizi almasıyla başlayan gün biraz soğuk ve yağmur nedeniyle zorlansak da harika geçti. Uzun zamandır bu kadar keyifli vakit geçirmemiştim.

Couchsurfing vasıtasıyla tanıştığım fotoğraf arkadaşım Barış şoförlüğü üstlenerek bu işin altından alnının akıyla çıkmayı başardı :) Özellikle günün sonunda akşam yemeği olarak önerisi sonsuz bir zevk kaynağı oldu :)) Eyüp'te, sahil yolunda yer alan Okyanus Restaurantta harika bir uykuluk yedik. Ve günü Nevizade sokakta Akdeniz Bar'da noktaladık. Eve dönerken kar yağmaya başladı! Ama uzun sürmedi ne yazık ki...

Bugün günün fotoğrafı Şile dalgakıranında çektiğim fotoğraflardan oluşan HDR çalışması oldu. Biraz fazla dramatik ama ben beğendim :)


I used to be shy
You made me sing
I used to refuse things at table
Now I shout for more wine
- Rumi

2 Ocak 2010 Cumartesi

İstanbul'u yeniden keşfetmek... Exploring Istanbul

Monika ve Etienne ile turistik İstanbul gezimiz bugün Ayasofya, Kapalıçarşı ve Eminönü'nü içeriyordu. Yılbaşı öncesi kalabalık kalmasa da Mısır Çarşısı'nda kalabalıktan kaçmak için kendimi dışarı atmak zorunda kaldım. Neyse ki panik atak olayı son buldu artık, yoksa hiç kurtuluşu yoktu :)
Ayasofya'yı bir kez de içeride kimse olmadan görmek ve fotoğraflamak istiyorum ama pek mümkün görünmüyor. Neyse, ben yorulduğum için misafirleri bırakıp eve döndüm, onlar hala geziyorlar. Gelirken de bana yiyecek bir şeyler getirecekler :) Lüküs hayat oh ne rahat...
İkinci günümüzü de böylece atlattık yani. Yarına Allah kerim...


No matter we're in a prison of forgetting
or enjoying the banquet of wisdom,
we are always inside presence.
- Rumi

1 Ocak 2010 Cuma

Yeni senenin ilk günü kutlu olsun...Happy first day of 2010 :)

Yeni bir yıla nasıl başlarsan öyle gider derler. Umarım 2010'un her günü en az bugün kadar keyifli ve mutlu geçer.

Bu sene yeni yıla evde tek başıma girmeye karar vermişken tesadüfi bir skype mesajlaşması sırasında Budapeşte'deki arkadaşlarım Etienne ve Monika yeni yılı İstanbul'da karşılamaya karar verdiler. Son ana kadar bir program yapamadığımız için yaklaşık 1 saat nereye otursak ne yapsak diye Taksim'de dolanmakla geçti. Neyseki yanımızda Cumhur vardı bizi Baykuş'a götürdü de yeni yılı sokaklarda aranırken karşılamaktan kurtulduk :)
2010'a girişimizin tuhaflığını pas geçecek olursak... Bugün harika bir güne uyandık (biraz geç de olsa) ve Anadolu yakasına geçmeye karar verdik. Önce Ortaköy Aysu Börek'ten kahvaltılıklarımızı alıp Beşiktaş motor iskelesinde aldık soluğu... Üsküdar hala tüp geçit şantiyesi karmaşasında, yollar gide gide bitmiyor. Kuvvetli lodos eşliğinde Salacak'ta Kız Kulesi'ne karşı tatlılarımızı yedik ve Kadköy'e doğru yola devam ettik.

Sevgili arkadaşlarıma Haydarpaşa Tren İstasyonu'nu göstermeden olmazdı tabi ki... Benim için de yeni geniş açı objektifimi denemek için fırsat çıktı, gördüm ki daha çoookk çalışmam lazım :)

Haydarpaşa'dan Kadıköy'e yürümeye devam ederken harika bir gün batımı seyretme ve de fotoğraflama fırsatımız oldu. Bugünün fotoğrafı Kadıköy'den, Beşiktaş Vapur İskelesi...

Bilmiyorum farkettiniz mi ama sanki yeni bir 365 projesi başlıyor gibi, hadi hayırlısı...

Herkese iyi seneler ve sevgiler...



A candle is made to become entirely flame.
In that annihilating moment
it has no shadow.
- Rumi